29 Ocak 2007 Pazartesi

Ocak sonu itibariyle gündem maddeleri

1. Bülent Ablamızın bir tek taş yüzüğüyle yarısını satın alabileceğini iddia ettiği Alman Konsolosluğu'nun (l'si ince okunsun lütfen) vize için istediği enteresan evraklar itinayla biraraya getirilsin, Kaiser Wilhelm der Zwote'ye selam edilsin.
2. GRE adı altındaki sınavda sorulan euphony, boorish, crotchety gibi kelimeler boşa gitmesin, karşılaşılan ilk yabancıyla muhabbette cümle içinde kullanılsın, hatta çemkirilsin.
3. ''Karda arabayı kapalı garajda bırakınca sabah buzlu yokuşu çıkarken ağlatıyo, e açıkta bırakınca da sabah buz kıracağıyla kazı-kazan yapmak gerekiyo'' ikilemine çözüm bulunsun.
''Kır dizini otur evinde'' seçeneği de değerlendirilsin.
4. Rober Hatemo'nun çalıp çırptığı iddia edilen şarkının orijinali günde en az bir kere dinlensin.http://www.youtube.com/watch?v=cXXSR7xHh8I Altında yazan yorumlara yarılınsın.
5. Hastane dizilerinin dünyada tutması gazıyla çekilen Şov Teve'deki Doktorlar dizisinin cast'ını kim yaptı arkadaşım. Petek Dinçöz'le düet yapan adamdan, gazinocular kralının oğlundan doktor olur mu?
6. Hayırsız adada geçecek dizi projem için acil bir Hintli, bir obez bir de Koreli lazım. Japon da olur.

17 Ocak 2007 Çarşamba

Esmerliğim beni rahatsız ediyor

Beni tanıyanlar yurt ve dünya gündemini Kelebek'ten, hatta Kelebek'in arka sayfasından takip etmeyi tercih ettiğimi bilirler. Julio İglesias'ın babasının 90 yaşında baba olması (hatta olamadan vefat etmesi), Paris Hilton'un Chihuahua cinsi köpeği gibi önemli konularda hep bu kaynağa danışırım. Ancak son zamanlarda bu sayfalarda Mucize Formüller adı altında genç kızlarımızın cilt sorunlarına çözümler bulan bir hanım benim bile hayalgücü sınırlarımı zorluyor. Bu hanıma göre dermatolojinin kapsamındaki tüm sorunlara ebegümeci ve ezilmiş bebe aspiriniyle (yutmuyorsunuz, sürüyorsunuz dikkat) çözüm bulmak mümkün, hatta farklı günlerde sorulmuş aynı soruya bile farklı tarifler verecek kadar rahatız bu konuda. Oldukça fantastik olan son yazısından bir bölümü aktarıyorum, italik yorumlar benim:
Esmerliğim beni rahatsız ediyor
Ben 21 yaşındayım. Uzun zamandır çare aradığım, fakat bir türlü bulamadığım bir sorunum var.Ten rengim çok koyu ve bundan çok rahatsız oluyorum. Sizden bu konuda bir öneri istiyorum. á T.H
Esmer olmak kötü bir şey değil, öncelikle bunu söyleyeyim. (Güzin Abla tarzı yapıcı giriş) Tavsiyeye gelince... Bir tatlı kaşığı lanolin ile bir çorba kaşığı vazelini benmari (Swissotel'de aşçıyız çünkü biz) usulü eritin, içine bir çorba kaşığı portakal suyu, bir tatlı kaşığı taze elma suyu, bir çorba kaşığı beyaz kili ekleyin. Karışımı bir cam şişede, soğuk yerde muhafaza edin. Evde olduğunuz zaman bu karışımı yüzünüze sürün, kalabildiği kadar kalsın, ardından yıkayın. Maskeyi haftada 3 gün tekrarlayın. Dışarı çıkarken de en az 20 koruma faktörlü bir krem kullanın. (Bence bunu yapmaya cesaret eden kişi, değil krem, astronot kostümünü de hazır edebilir.)

Made in Turkey



İzleyicime saygımdan dolayı gittiğim spor salonunda 24 saat Feyşın TV açık. Ekranda gördüğüm yaşam formlarından birinin belinde ''Made in Brazil'' dövmesi vardı desem inanır mıydınız? Buradan dostlarıma sesleniyorum: Hazır milliyetçiliğin de yükseldiği şu günlerde, gelin hepimiz müsait (ya da münasip) yerlerimize birer ''Made in Turkey'' dövmesi yapalım, yaptıralım. Hem de Birol Güven sitcomlarında olduğu gibi damga şeklinde, ZBAM! diye. Zaten Google Images'ta bir arama yaptığınızda MI3 ve Lost'un senaristi J.J. Abrams'ın zorlayınca Birol Güven'i andırdığını fark edeceksiniz. Zorlayın.

Sevgili günlük

En son günlük deneyimim (birçoğunuzun da hatırlayacağı üzere) Hz.1 Türkçe hocamız Cuma (a.k.a Friday) Beyefendi'nin zorlamasıyla gerçekleşmişti. Günlük kontolü gibi dünyada bugüne kadar görülmemiş bir uygulamanın da yer aldığı bu süreçte bi süre sonra yazacak bişey bulamamış, işi bebeklik anılarımı, Deutschmobil şarkılarını, hatta hazırlık Almancamla (ki bugünküne kıyasla oldukça rafine, seçkin bir Almancadır) rastgele saçmalamaya kadar götürmüştüm. Daha sonra ''serbest yazın'' adını alan bu türde tutunamadığım için günlük ve blog tutanlara duyduğum haset beni bugün bu noktaya götürdü sevgili dostlarım, Galyalılar.
Ancak webdesign konusundaki tüm birikimim lise 1'de Wisskirchen'in öğrettiği radio buttonlardan ibaret olduğu için sitede görülebilecek tüm aksaklıklardan dolayı şimdiden özür dilerim.